Saturday, March 17, 2007

Monday, March 12, 2007

Wednesday, March 7, 2007

Big Brother is Watching Us

Cesur Yeni Dünya'da insanı hayallere ve düşünmeye teşvik edemiyeceği bir düzen kuruluydu. Ve bu düzene kitaplar dahil edilmedi.Çünkü kitaplar bireysel okunur ve bireysellik insanı düşünmeye sürükler ve toplum sorgulanamıyacak kadar tek vicuttur. Her birey toplumun yerine başka bir hücrenin de geçebileceği bir hücresidir.Herkesten vaz geçilebilir bu durumda. Sonuç olarak toplum istikrarının sağlanabilmesi için bilgi alma ve bu bilgiyi palaşma özgürlüklerinin olup olmadığını bile bilmeyen bir toplum yaratıldı.Sorgusuz hayatından memnun çalışan ve tüketen bir toplum.Ford(en üst kişi,tolumun zihni) herşeyi bilir ve sorgusuz sözleri kabul edilir. Ve o "our Ford" larıdır sorgusuz. "cemaat,özdeşlik,istikrar"onun bu toplumu ve düzeni oluşturma sebebidir.

1984 kitabında BIG BROTHER(ki BBG ve Big Brother gibi kamera dolu bir evdeki insanların gözetlendiği yarışma programlarına ilham olmuştur hatta ismide dahil bire bir kullanılmıştır.) aynı görevi üstlenmiştir. Bu karakter "gerçekler hiç önemli değil, geleceği değiştirmek için geçmişi silmek gerekir" der. Ve bu kitapta herşeyi gören herşeye sahip olan teogratik bir devlet kurgusu vardır. Bu devlet "Cesur Yeni Dünya" kitabı ve "Alphaville" filmindeki gibi (bunu yapış sebepleri biraz farklı olsada) vatandaşların tüm duygularını kör eder.Ve bu yolla onları sürekli devam eden bir savaşa motive eder.
Ve bir çok yönüyle de Zamyatin 'nin "biz" kitabıylada benzerlik değil kurgusal aynılığa sahiptir.
Aynı benzerlik Ray Bradbury'nin Fahrenheit 451 'de de (1951) mevcuttur. Eserde, kitapların itfaiyeciler tarafından yakıldığı, insanların sadece televizyonda beyin yıkayıcı şovlar izlediği ve kitap bulundurup düşünen insanların yok edildiği bir gelecek kurgulanmıştır.



Not:Bu yazı yakın vadede tekrar düzeltme ve eklemelerle aynı başlık altında yayında olacaktır.

merve şendil

2x2 =5'tir.

Kitap "1984" (George Orwell )-İngiltere

Kitabin totalitarizm elestirisi bir yana en ilginç özelliğinden biri toplumdaki dil kullanımı hakkında belirttiği şeylerdir. Doublespeak ve doublethink kavramlarından bahseder:

1 - War is peace (savaş barıştır)
2 - Freedom is slavery (özgürlük esarettir)
3 - Ignorance is strenght (bilgisizlik kuvvettir)

1- “I just want you to know that, when we talk about war, we're really talking about peace.”(bilmenizi isterim ki, savaş hakkında konuştugumuz zaman aslinda barış hakkında konuşuyoruz) — George W. Bush

2 - “Those who cast the votes decide nothing; those who count the votes decide everything.”(oy verenler hiç bir şeye karar vermezler; oylari sayanlar her şeye karar verirler) — Stalin

3 - "simdi flash haberimiz sayin seyirciler: kameralarimiz bodrum'da ünlü manken ... " - herhangi bir tv programi...

Monday, March 5, 2007

Sunday, March 4, 2007

Mars Yıllıkları ( Ray Bradbury ) (2000)

"Geldiler, çünkü korkanı vardı, korkmayanı vardı, mutlusu vardı, mutsuzu vardı. Herkesin bir sebebi vardı. Bir şey bulmaya, ya da bir şey elde etmeye, bir şey kazıp çıkarmaya ya da gömmeye geliyorlardı..."

Gümüş Çekirgeler (Ray BRADBURY)

Yaşamak ve iyiye dönüşmek için şimdi çok daha fazla olanaklarım var.Bunların , beni gerektiğinde daha becerikli bir katil yapacağından kuşkum yok.Bir tür din bu : Soluk almayı öğretiyor.Güneşe uzanıp uyumayı , müzik dinlemeyi ve bir kitabın nasıl okunacağını öğretiyor.Senin uygarlığın insana ne veriyor?

Ray Bradbury , Gümüş Çekirgeler , Sayfa 89

I dont understand

Anna Karina'nın "Alphaville" de anlattığı fıkra

Günün birinde ufak bir adam Kuzey Bölgesi Kafesine girmiş ve demiş ki, "çok sıcak, tatlı bir fincan kahve istiyorum "ve eklemiş: "Parasını ödemeyeceğim, çünkü kimseden korkum yok" Kahvesini içmiş. çıkmış Kahvesini içmiş ve parasını ödememiş. Kafe sahibi sesini çıkarmamış, skandal çıkmasından korkuyormuş. Fakat ufak adam bu işi bir kaç kere daha tekrarlayınca, kafe sahibi demiş ki:
- "Artık yeter, iri yarı bir herif bulacağım ki bu ufaklık bir daha döndüğünde onu bir güzel pataklasın"
Böylece, dördüncü gün ufak adam "Çok sıcak, tatlı bir fincan kahve istiyorum..." dediği zaman iri yarı adam ona doğru gitmiş ve demiş ki:
- "Kimseden korkun yok öyle mi?"
- "Bu doğru"
- "İyi, benim de korkum yok"
- "iyi", demiş ufak adam, "Şunu iki fincan yapalım...

Saturday, March 3, 2007

Cesur Yeni Dünya (Brave New World )-1932

(Brave new world ) Aldous Huxley tarafından 1932 yılında yazılmış Cesur Yeni Dünya romanın ismi, Shakespeare'in Fırtına isimli eserinden, perde V, sahne I'deki Miranda'nın konuşmasından alınmıştır:

“O wonder!
How many goodly creatures are there here!
How beauteous mankind is!
O brave new world,
That has such people in't!”


“Bu kadar bunca yakışıklı varlık varıp gelmiş buraya
Ne güzel şeymiş meğer insanlık
Böyle dünyalıları olan
Yaşasın bu yaman, bu cesur yeni dünya”

Çeviri :Can Yücel

Alpha 60

Böylece Alpha 60’ın mantıksal yapılanmasında oynadığı ezeli rolden dolayı ona ana bellek dendi. Kimse geçmişte yaşamadı ve kimse gelecekte yaşamayacak. Şimdiki zamandır tüm yaşamın biçimi. Bu, hiçbir kötülüğün ondan koparamayacağı bir sahip olmadır. Hiç durmadan dönen bir daire gibidir zaman. Aşağı inen yay geçmiştir, yukarı çıkan ise gelecek… Her şey söylenmişti, kelimeler anlamlarını, anlamlar kelimelerini değiştirmedilerse. Acının ve kederin bir köşesinde yaşamaya alışmış birinin diğer tarafa alışmış birinden farklı bir inanç talep etmesi doğal değil midir? Bizden önce, burada hiçbir şey yoktu. Biz burada tamamen yalnızız. Burada tekiz, ürkütücü bir şekilde tek. Kelimelerin, dile getirmelerin artık anlamı yok. Ayrık bir söz, resimde yalıtılmış bir ayrıntı anlaşılabilir; ancak bütünün anlamı eksiktir. Bir defa biri bildiğimizde ikiyi de biliriz. Oysa bir artı birin iki ettiğini bilmek için önce artıyı bilmek gerektiğini unuturuz. Geçmiş yüzyıllar boyunca yaptıkları edimler, insanları mantıksal olarak yavaş yavaş yok ediyor. Ben, Alpha 60, bu yıkımın mantıksal yordamından başka bir şey değilim. (…) Biçimi ister kapitalist, isterse komünist olsun, söz konusu olan insanı doktrinal ya da finansal güçlerin altında ezerek köleleştirme istenci değil, sadece her edimini planlamak isteyen bir yapılanmanın doğal ihtirasıdır.

çeviri: Can Batukan

____o____

Orjinal Konuşma

La mémoire centrale, est appelée ainsi à cause du rôle

primordial qu’elle joue dans l’organisation logique de l’Alpha

60. Personne n’a vécu dans le passé, personne ne vivra dans le

futur. Le présent est la forme de toute vie. C’est une possession

qu’aucun mal ne peut lui arracher. Le temps est comme un

cercle qui tournerait sans fin. L’arc qui descend est le passé

celui qui monte est l’avenir… Toute a été dit, à moins que les

mots ne changent de sens et les sens de mot. N’est-il pas évident

qu’une personne vivant de façon habituelle d’un coté de la

souffrance exige une autre sorte de religion ; qu’une personne

vivant de façon habituelle de l’autre coté ? Avant nous, il n’y

avait rien ici, ni personne. Nous y sommes totalement seuls.

Nous y sommes uniques, épouvantablement uniques. La

signification des mots et des expressions n’est plus perçue. Un

mot isolé, un détail isolé dans un dessin peuvent être compris ;

mais la signification de l’ensemble échappe. Une fois que nous

connaissons un, nous croyons que nous connaissons deux. Or,

ce que un plus un égal deux, nous oublions qu’auparavant il

faut savoir ce qu’est plus. Ce sont des actes des hommes, à

travers les siècles passés qui, peu à peu vont les détruire

logiquement. Moi, Alpha 60, je ne suis que le moyen logique de

cette destruction. (…) Que ce soit dans le mode, dit capitaliste,

le mode communiste, il n’y a pas une volonté méchante

d’assujettir les hommes dans la puissance de l’endoctrinement,

celle de la finance, mais uniquement l’ambition naturelle de

toute organisation de planifier tout son action.191

191 Godard J. L. (1965) Alphaville, une étrange aventure de Lemmy Caution.